Bize ulaştırdığınız sorulardan en çok olanları sizlerle paylaşıyoruz.
Ankara Dış gebelik, tıp literatüründe ektopik gebelik olarak da tanımlanmakla birlikte; yumurtanın tüplerden rahim boşluğuna gelememesi ve rahim dışında bir konumda döllenmesini tarif etmektedir. Normal dışı bir gebelik olan dış gebelik; kadın sağlığı açısından ciddi bir durumdur ve hayatını tehdit etmektedir.
Yapılan araştırmalar sonucunda her 50 kadından birinde görüldüğü belirlenen dış gebelik; iç kanamalarına neden olarak gebeliğin ilk 3 ayında anne ölümüne neden olabilmektedir.
Dış gebelik nedenleri araştırıldığında; bu olağandışı durumun her kadında görülebildiği ve nedenlerinin tam olarak belirlenemediği açığa çıkmaktadır. Bununla birlikte üreme sitemi veya apandisit hastalıkları bulunan kadınlarda daha çok görüldüğü de bu konuda bilinenler arasındadır. Dış gebeliği etkileyen birtakım faktörler bulunmaktadır ve bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Sigara kullanımı Anne yaşının 35’ten ileri olması Düşük geçmişi Çok sayıda kürtaj yaptırılması Tüp bebek ya da diğer yardımcı yöntemler ile gebe kalınmış olması Cinsel yolla bulaşan hastalık varlığı Üreme sisteminde yapısal bozukluklarDış gebelik varlığının belirlenmesi ve erken tanı amacı ile özellikle gebeliğin ilk 3 ayında muayene ve kontrollerin aksatılmaması önemlidir. Öyle ki dış gebelik tespit edildiğinde anne sağlığının korunması amacı ile gebelik sonlandırılmaktadır.
Dış gebeliğin önlenmesinde gebelik planlaması sürecinde mutlaka jinekolojik muayene olunmalıdır ve yapısal bozukluklar gebelikten önce tedavi edilmelidir. Aynı zamanda gebelik planlaması sürecinde sigara tüketimine son verilmelidir.
Dış gebelik de normal gebelik belirtilerinin yaşanmasına neden olmaktadır. Bunlar; gebelik testinin pozitif çıkması, mide bulantısı, adet kesilmesi, göğüslerde hassasiyet gibi belirtilerdir. Ancak dış gebelik genellikle tüplerde oluşmakta ve bu durumda gelişen hücre tüplere zarar vererek kanamaya neden olabilmektedir. Bu durumda ise; halsizlik, baş dönmesi ve bayılma, lekelenme ya da hafif kanama, karın ve kasıkta ağrı gibi ciddi şikayetlere neden olmaktadır.
Ankara dış gebelik tedavisi; fark edildiği dönemde gebeliğin sonlandırılması şeklinde olmaktadır. Gebeliğin sonlandırılması işlemine embriyonun büyüklüğü ve kan testi yapılarak Beta HCG seviyesi değerlendirilerek karar verilmektedir. Erken evre gebeliklerde ilaç tedavisi ile gebelik sonlandırılabilirken; ileri gebelik sürecinde ise cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulabilmektedir. Gebelik sonlandırıldıktan sonraki süreçte ise; hijyen kurallarına maksimum derecede uyulması, doktorun verdiği ilaçların eksiksiz bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Gebeliğiniz öncesinde bir jinekoloğa görünmeniz bir çok açıdan size fayda sağlayacaktır. Gebelik öncesindeki muayenenizde vücudunuzda sakatlık yaratabilecek enfeksiyonların taramasını yaparız. Herhangi bir rahatsızlığınız varsa önce bunun tedavisi planlanıp gebeliği bir süre ertelemeyi tavsiye ederiz.
Düşüklerinizi hangi yaşta yaşadığınıza, düşüklerin haftasına, kronik bir rahatsızlığın varlığına, eşinizle akrabalık ilişkinize, eşlerdeki gebeliğin kromozomal yapısal bir sıkıntının mevcudiyetine ve sizde trombofili olma durumuna bakmamız gerekiyor. Buna göre bir şey söylemek mümkün olabilir. Araştırılıp ortaya konulmadan bu soruya cevap vermek zor. Bununla beraber bu saydığımız problemler ortadan kalkarsa tabiki çocuk sahibi olabilirsiniz
Ultrason ses dalgaları ile çalışır. Röntgen vb görüntüleme sistemleri gibi radyasyon içermez. Haliyle bebeğinize bir zararı yoktur.
Doğum öncesinden kaynaklı rahatsızlıklar, ya da gebelikle birlikte ortaya çıkan bazı problemler, hamilelik süreci ve doğumla ilgili çeşitli risklere sebep olabilirler. İşte böyle gebeliklere biz riskli gebelikler diyoruz.
Gebe kalmak için en uygun dönem adet döngüsünü ortalarıdır. Örneğin düzenli adet gören bir kadın için hamile kalma olasılığı en yüksek günler adet kanamasının başlangıcından sonraki 14-15. günlerdir.
Gebelikte beslenme doğum sonuçları ve doğan çocuğun sağlığını etkileyen çok önemli bir faktördür. Gebelik öncesi dönemde ve gebelik esnasında kişinin değerlendirilmesi fazla ya da az kilo alımına bağlı oluşabilecek olan risklerden anne ve bebeği korumak adına çok önemlidir. Gebelikte kilo alımının, tekil gebeliklerde, zayıflarda 12.5-18 kg, normal kilolularda 11.5-16 kg, fazla kilolularda 7- 11.5 kg ve obezlerde 5-9 kg aralığında olması hedeflenir. Gebeliğin ilk üç ayında folik asit önerilir, sonrasında d vitamini ve tüm gebelik boyunca sağlıklı diyet önerilir. Sağlıklı diyet, yeterli miktarda sebze ve meyve, tam tahıl, düşük yağ oranı olan süt ürünleri ve proteinleri içerir. Gebeler besin içeriği zengin beslenmeli, gereksiz kalori alımından kaçınmalıdır. ‘iki kişilik beslenme’, kalori ihtiyacındaki ılımlı artış nedeniyle yapılmaması gereken bir hatadır. Şekerlemeler, kızartmalar, fast food ürünleri tüketilmemesi ya da az miktarda tüketilmesi önerilen besinlerdir.
Gebelikteki karbonhidrat ihtiyacı sebze, meyve ve tam tahıllardan karşılanmalı, işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalı ve kabızlığın azaltılması için yüksek lif içeren gıdalar tüketilmelidir. Gün içerisinde 2.3 litre su içmeye özen gösterilmeli, asitli ve kalorili içeceklerden kaçınılmalıdır. Protein itiyacı et, balık, tavuk, süt ürünleri, bakliyat gibi gıdalardan, günlük yağ ihtiyacı ise kuruyemiş, balık (somon, sardalya, karides) zeytin ve zeytinyağından karşılanmalıdır. Günde 3 bardak süt ürünü tüketimi gerekli kalsiyum ve d vitamini ihtiyacını karşılayacaktır. Gebelere örnek öğünü bir tabakta tarif etmek gerekirse, tabağımızı 4 eşit parçaya bölüp 2 parçasını sebze ve meyve, 1 parçasını karbonhidrat ve 1 parçasını da protein olarak tarif edebiliriz. İçerdikleri nedeniyle bazı gıda maddeleri potansiyel olarak zararlı olabilirler.
Bunlar arasında bazı balık türleri (kılıç balığı, köpek balığı), yüksek doz kafein içeren içecekler, yıkanmamış sebze ve meyveler, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, bitkisel ürünler, ciğer ve iyi pişmemiş et ürünleri bulunur. Gebelikte yumurta, et ve tavuk ürünleri iyi pişmiş, süt ürünleri pastörize edilmiş olarak tüketilmeli, sebze meyveler iyi yıkanmalı, çiğ et tüketime hazır diğer gıdalardan uzak tutulmalıdır. Enerji içecekleri, alkollü içecekler, sigara tüketiminden kaçınılmalıdır.
Labioplasti vulva estetiği olarak tanımlanır. Doğumlar, ilerleyen yaş gibi durumlarda labia minorlarda gevşemeler ve istenmeyen görünümler ortaya çıkabilmektedir. Cerrahi operasyon ile labia majorlar düzeltilip estetik bir görünüm sağlanabilmektedir.
Intrauterine inseminasyon labaratuvar ortamında hazırlanan spermlerin bir kanül aracılığı ile rahim içine bırakılmasıdır. Aşılama tedavisi öncesinde spontan folikül takibi veya kontrollü over stimulasyonu yapılmalıdır. Gelişen folikül belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra çatlatma iğnesi yapılır. 36 saat sonrasında ise aşılama işlemi uygulanır. 6 siklusa kadar aşılama tedavisi denenebilir. Eğer sonuç alınamazsa yardımcı üreme tekniklerine geçilir.
Tüp bebek tedavisi normal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin üremelerinin sağlanmasını amaçlar. Evli bir çiftin infertil olarak değerlendirilmesi için bir yıllık düzenli ilişkiye rağmen gebeliğin oluşmaması gerekir. Bu durumdaki çiftler öncelikli olarak detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Oosit ve sperm varlığı araştırılmalı ve üreme hücrelerinin birbirlerine ulaşacağı yolların sağlamlığı kontrol edilmelidir. Spermiogram, ovulasyonun varlığını gösteren testler, HSG ve laparoskopik inceleme infertil çiftlerin değerlendirilmesindeki ana tetkiklerdir. Yapılan bu testler sonucunda sorun saptanırsa tedavi bu soruna yönelik olmalıdır. Tanısal testlerde hiçbir problem bulunamayadabilir. Gerekli incelemeler tamamlandıktan sonra tüp bebek tedavisine geçilebilir. Tüp bebek yönteminde eşlerin üreme hücreleri dış ortamda birbirleriyle buluşturulurlar. Labaratuvar ortamında döllenme sağlandıktan sonra oluşan embryolar anne adayının rahmine bırakılır. Tüp bebek başarısı altta yatan nedene göre değişiklik gösterebilir. Bir siklus için başarı oranları %50 ila 60 arasında değişmektedir. Tekrarlayan sikluslarda başarı oranlarında kısmi artış olabilir. Tüp bebek tedavisini çiftin arzusuna göre birden çok denenebilir.
Kist tanım olarak içi su dolu kesecik anlamına gelmektedir. Yumurtalık kistleri basit kistler olabileceği gibi komplike kistlerde olabilir. Kistler genellikle ağrı şikayeti ile kendilerini gösterirler. Kist tanısı için en sık kullanılan yöntem ultrasonografik incelemedir. Yumurtalık kistleri iyi huylu olabileceği gibi kötü huyluda ( habis) olabilirler. Özellikle iyi veya kötü huylu kistlerin ayırımın yapılabilmesi için detaylı anamnez, fizik muayene, labaratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılmalıdır. Tedavi kistin natürüne göre değişmektedir. Tıbbi tedavi olabileceği gibi cerrahi tedavide gerekebilir.
Ertesi gün hapı, eczanelerde reçetesiz olarak satılan yüksek progesteron hormonu içerikli bir ilaçtır. Gebeliğin planlanmadığı zamanlarda korunmasız olarak cinsel ilişkiye girilmesinin ardından kullanıldığında gebelik oluşumunu engelleme konusunda etkilidir. Ertesi gün hapının, isminden dolayı cinsel ilişkiden sonraki gün kullanılması gerektiği sanılsa da gebelik ihtimali söz konusu olan ilişki sonrasında ne kadar çabuk alınırsa o kadar etkilidir. İlişki sonrası ilk 12 saat içinde alındığında olası gebeliği engelleme ihtimali %90 civarındayken, ikinci gün alındığında bu oran %75'e geriler. 5. günün sonunda ise etki etmeyeceği kabul edilir. Acil korunma yöntemi olarak düşünülmesi gereken bu ilaçlar, gebeliği kesin olarak engellemediği için doğum kontrol yöntemi olarak kabul görmez. Ertesi gün hapı, doğum kontrol yöntemlerinden hiçbirinin uygulanmadığı durumlarda yalnızca cinsel ilişki sonrasında geçici olarak, âdet döngüsünün herhangi bir zamanında kullanılabilir.
Âdet dönemi içinde gebelik ihtimalinin en yüksek olduğu ovulasyon ya da farklı bir deyişle yumurtlama döneminde bile alındığında, içeriğindeki yüksek progesteron hormonu yumurtanın sperm tarafından döllenmesini güçleştirir. Yumurta, ilaç alınana kadar döllenmiş olsa dahi döllenen yumurta, rahme tutunamaz. Böylece gebelik oluşumu engellenmiş olur. Bir doğum kontrol yöntemi olmayan ancak korunmasız ilişki sonrasında gebelik oluşumunu yüksek oranda engelleyen ertesi gün hapının kullanımı, korunmanın unutulduğu ve kondom yırtılması gibi beklenmedik durumlarla sınırlandırılmalıdır. Doğum kontrol yöntemi gibi algılanarak düzenli kullanıldığında pek çok yan etkiye yol açabilen ertesi gün hapının uzun süreli kullanılması kesinlikle önerilmez. Eczanelerde tablet hâlinde satılan ilaçların kullanım dozları markalar arasında farklılık gösterebilir. Bazı ilaçlar tek kullanım ile etki ederken bazılarının iki kez ya da iki doz kullanılması gerekebilir. Bu yüzden ilaç alındığında eczacıya danışılmalı ve ilaç prospektüsü mutlaka dikkatle okunmalıdır. Ertesi gün haplarının cinsel hastalıklara karşı koruma sağlamadığı da unutulmamalıdır. Kişinin aktif ve düzenli bir cinsel hayata sahip olması ve gebelik planlamaması durumunda ertesi gün hapı kullanımı yerine doğum kontrol yöntemlerini kullanması önerilir.